5 Ekim 2013 Cumartesi

Öğrenme

    İnsanoğlunun doğuştan getirdiği içgüdüsel davranışlar yok denecek kadar azdır.Bu yüzden,insanoğlu birtakım bilgileri öğrenme durumu ile kaşı karşıyadır.İnsanların konuşması,çeşitli tutum,davranış ve alışkanlıklar kazanması,kısaca hayatın her anı öğrenmeyle ilgilidir.

    Öğrenmeyi açıklayan çeşitli kuramlar vardır
ama global bir şekilde öğrenmeyi tarif etmemiz gerekirse ; öğrenme,tekrar ya da yaşantı sonucu organizmanın davranışlarında meydana gelen kalıcı ve sürekli değişikliklerdir.Bu tanıma göre öğrenmenin üç özelliği vardır ;

Öğrenme sonucunda davranış değişikliği meydana gelir.
Öğrenme bir tekrar veya yaşantı ürünüdür.
Öğrenme oldukça kalıcıdır. 

          
          ÖĞRENME İLE İLGİLİ KAVRAMLAR
 
       Refleks: Doğuştan getirilen,olgunlaşma sonucu ortaya çıkan,belli bir uyarıcıya karşı organizmanın gösterdiği belirli ve basit davranışlardır.
    İçgüdü: Doğuşta organizmada var olan,türe özgü davranış örüntüleridir.İnsanda içgüdü yoktur,fakat içgüdüye benzeyen içgüdüsel davranışlar vardır.Bir davranışın içgüdü olabilmesi için şu özelliklere sahip olması gerekir;
Doğuştan gelir.
Bir türün bütün üyelerinde vardır.
Başka türlerde bulunmaz.
Karmaşık bir davranış örüntüsü vardır.
    İçgüdüye örnek olarak; arıların bal yapması verilebilir.
    Davranış: Organizmanın yapmış olduğu her harekete davranış denir.Eğitim açısından davranışın gözlenebilir,ölçülebilir ve istenebilir olması koşulu aranmaktadır.Refleksler dışındaki davranışların hemen hemen hepsi öğrenilmiştir.
    Uyarıcı: Duyu organlarını harekete geçiren ve insanda bir tepkiye yol açan herhangi bir nesne veya enerjiye denir.
    Tepki: Uyarıcıların organizmayı etkilemesi sonucu organizmanın gösterdiği davranışa denir.


                          ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

    Türe özgü hazır buluş: Bir organizmanın,istenilen davranışı gösterebilmesi için gerekli biyolojik donanıma sahip olmasıdır.
    Örneğin;Bir kuşa uçmayı öğretebilirsin ama köpeğe öğretemezsin.
    Olgunlaşma: Organizmanın kendisinden beklenen bir davranışı yapabilecek gelişimsel düzeye gelmesidir.
    Hazır bulunuşluk: Bireyin bir davranışı öğrenebilmesi için o davranışla ilgili ön bilgilere sahip olmasıdır.
    Güdü(motivasyon): Bireyin öğrenme istediğinin önemli bir belirleyicisidir.
    Dikkat: Psiko-fizik enerjini bir noktaya toplanmasıdır.Bilincin belirli bir noktaya toplanması durumudur.
    Genel uyarılmışlık hali ve kaygı: Bireyin normal seviyede kaygı duyması, onun genel uyarılmışlık halinde olduğunu gösterir ve dolayısıyla konuya karşı kayıtsız kalmaz.Uyarılmışlık hali aynı zamanda bireyin dışarıdan gelen uyarıcıları alma derecesi olarakta ifade edilebilir.Bu yüzden,öğrencinin kaygı ve öğrenme ortamı genel uyarılmışlık halini etkilemektedir.
    Örneğin; yatakta uzanarak ders çalışan bir öğrencinin genel uyarılmışlık hali normalin altında olduğundan(mayışma) verimli bir öğrenme gerçekleşemez.
    
    Aktif katılım: Öğrencilerin öğrenme sürecine katılımları en pasiften en aktife doğru dinlenme-okuma-yazma-anlatma şeklinde sıralanmaktadır.
   
    Zaman: Öğrenmeye ayrılan zaman dikkate alındığında,öğrenme yöntemlerini aralıklı çalışma ve toplu çalışma diye iki gruba ayrılır.Yapılan araştırmalar,derslerine aralıklı(günü gününe) çalışan öğrencilerin toplu (sadece sınavdan önce) çalışan öğrencilere göre edindikleri bilgilerin daha kalıcı ve sürekli olduğunu göstermiştir.
   
      Öğrenilecek konu ve öğretme yöntemi: Etkili bir öğrenmenin oluşabilmesi için, öğrenilecek konunun anlamlı olması ve aynı zamanda, öğrencilerin konuyu kolay bir şekilde algılayabilmesi gerekir.Öğrenme sürecinde eğitimcilerin konuya uygun öğretme yöntemi seçmesi öğrenmeyi daha da kolaylaştırır.Örneğin, kısa konuların tümdengelim,uzun ve karmaşık konuların ise tümevarım yöntemiyle öğretilmesi tercih edilmeli.

       ÖĞRENME KURAMLARI

    Öğrenmenin nasıl gerçekleştiğini açıklayan iki temel yaklaşım vardır.Bunlar davranışçı ve bilişsel yaklaşımlardır.
   
    Davranışçı yaklaşımlar: Öğrenmeyi uyarıcı ve tepki(davranış) arasında bağ kurma olarak açıklanmaktadırlar.
    Örneğin; zil sesi uyarıcı,köpeğin zile karşı salgıladığı salya tepkidir.
    Davranışçılara göre insan,uyaranlara belli biçimde tepki veren bir varlık,biyolojik bir makine;davranışları mekanik birer süreçtir.

       Bilişsel kuramcılar: Öğrenmenin insanın dünyayı anlama çabasının bir ürünü olduğu görüşündedir.Öğrenmenin insan zihninde meydana gelen bazı olaylarla gerçekleştiğini savunurlar.Bilişsel yaklaşımcılar öğrenmeyi açıklarken dıştan alınan uyarıcıların algılanması,eski bilgilerle karşılaştırılması ve zihinsel ürünlerin kalite ve mantık yönünden değerlendirilmesi gibi bilişsel süreçlerden bahsetmektedir.Bilişsel yaklşımcıların temel kavramları anlama algılama,hatırlama,düşünme,duyu ve yaratmaktır.


DAVRANIŞÇI YAKLAŞIMLA BİLİŞSEL YAKLAŞIM ARASINDAKİ FARKLAR


Davranışçı yaklaşımcılar sadece organizmanın gözlenebilen yanlarını,bilişsel yaklaşımcıları ise,organizmanın zihinsel süreçlerini incelerler.
Davranışçılar öğrenmeyi uyarıcı-tepki arasındaki bağ olarak açıklarken,Bilişsel yaklaşımcılar ise, öğrenmenin zihinsel bir süreç olduğunu söylerler.
Davranışçılar, insan öğrenmesiyle diğer canlıların öğrenmelerini birbirine benzediğini savunurken,bilişsel yaklaşımcılar ise, bazı öğrenme süreçlerinin insana özgü olduğunu savunurlar.
Davranışçı yaklaşımda organizma,öğrenme sürecinde biyolojik bir makine olarak görünüp, pasif bir şekilde yer alırken; bilişsel yaklaşımda ise, organizma öğrenme sürecinin merkezinde yani aktif bir şekilde yer almaktadır.
Davranışçı yaklaşımcılar öğrenme sürecinde çevre faktörlerinin daha etkili olduğunu savunurken, bilişsel yaklaşımcılar ise, kalıtımsal özelliklerin daha etkili olduğunu savunurlar.

       KLASİK ŞARTLANMA
    Klasik şartlanma tanımına geçmeden önce ilgili kavramları açıklayalım.
    Nötr uyarıcı: organizmada herhangi bir tepkiye yol açmayan uyarıcıya denir.
    Şartsız uyarıcı: Herhangi bir geçmiş yaşantı olmaksızın organizmada bir tepkiye yol açan uyarıcıya denir.Şartsız uyarıcıya aynı zamanda doğal uyarıcı da denir.
    Şartlı uyarıcı: Başlangıçta organizmada hiçbir tepkiye yol açmamasına rağmen, bir yaşantı sonucu organizmada tepkiye yol açan uyarıcıya denir.
    
     Klasik şartlanma: Başlangıçta nötr(anlamsız) olan bir uyarıcının geçirilen yaşantı sonucu şartlı uyarıcı haline gelmesi durumudur.

     Klasik şartlanmanın iki temel kuralı vardır;
Şartsız uyarıcı doğal bir uyarıcı olmalıdır.
Şartsız uyarıcı ile şartsız tepki arasındaki bağ doğal bir bağdır.
          
     Bu iki husus klasik şartlanmanın nerede ve nasıl kullanılabileceğini açıklamaktadır.Klasik şartlanma doğuştan getirilmiş davranışları biçimlendirmede oldukça kullanışlıdır.

       
           KLASİK ŞARTLANMAYLA İLGİLİ KAVRAMLAR
   
    Genelleme: Organizmanın uyarana gösterdiği tepkiye benzer uyaranlara da gösterme durumudur.
   
    Sönme: organizmanın şartlı uyarana karşı vermiş olduğu şartlı tepkiyi bir süre sonra vermeme durumudur.
   
    Pekiştirme: Klasik şartlanmada sönmüş olan davranışlar için organizmaya şartsız uyaranın tekrar verilme durumudur.Sönmüş davranışlar için pekiştirme yapıldığında,organizma tekrar tepki vermeye başlar.
    
    Kendiliğinden geri gelme: Klasik şartlanmada sönme gerçekleştikten bir süre sonra, organizma şartlı uyaranla karşılaştığında,çok olmasa bile bir miktar şartlı tepki verme durumudur.
    
    Ayırt etme: Organizmanın iki uyarıcı arasındaki benzer özellikleri fark etme durumudur.

          OPERANT ŞARTLANMA
 
      Organizmanın göstermiş olduğu bir davranış pekiştirilmesi (ödüllendirilmesi) sonucu tekrar gösterilme durumudur.

       Davranışsal sonuçları:
    Davranışın pekiştirme ve ceza olmak üzere iki türlü sonucu olabilir. Pekiştirme olumlu ve olumsuz;ceza ise, birinci tür ve ikinci tür olmak üzere iki çeşittir.
   Pekiştirme: belli bir uyarıcıya karşı gösterilen belli bir tepkinin tekrar gösterilme ihtimalinin artırılmasıdır.

   Olumlu pekiştireçler: Organizmanın içinde bulunduğu mevcut duruma,organizmanın hoşuna giden bir uyarıcının eklenmesidir.
  
   Olumsuz pekiştireç: Organizmanın içinde bulunduğu durumda, organizmanın hoşuna gitmeyen bir uyarıcının kaldırılmasıdır.
  
   Birinci tür ceza: Mevcut duruma organizmanın sevmediği bir uyarıcının eklenmesidir.
  
   İkinci tür ceza: Mevcut durumdan organizmanın hoşuna giden bir uyarıcının kaldırılmasıdır.

        BİLİŞSEL ÖĞRENME
   
       Dıştan gelen uyarıların algılanması, eski bilgilerle karşılaştırılması, yeni bilgilerin oluşturulması, yeni bilgilerin hafızaya depolanması, gerek duyulduğunda bu bilgilerin hatırlanması durumu olarak açıklanmaktadır.
         Bilişsel yaklaşımla ilgili kavramlar
   Biliş: insan zihninin dünyayı ve çevresindeki olayları anlamaya yönelik gerçekleştirmiş olduğu işlerin tümüne denir.
   Saklama: elde edilen bilgilerin hafızaya yerleştirme sürecidir.
   Geri getirme: Hafızaya yerleştirilen bilgilerin kişinin kullanımına tekrar sokulmasıdır.
   Kodlama: Bilginin hafızaya yerleştirilmeden önce düzenli hale getirilmesidir.
    
        BİLGİ İŞLEM YAKLAŞIMI
    Bilgi işlem yaklaşımına göre öğrenme süreci dışarıdan gelen uyarıcıların alıcılar (duyu organları) tarafından alınmasıyla başlar.Uyarıcılar algının kurallarına göre örgütlenerek duygusal kayıta gelir.Duyusal kayıtın kapasitesi sonsuzdur.Aynı anda yüzlerce uyarıcı gelebilir.Uyarıcıların nörolojik işleyişi çok kısa sürmektedir.Bu süre yaklaşık 0,5 saniyedir.Duyusal kayıta gelen uyarıcılara bu süre içerisinde dikkat edilirse, kısa süreli hafızaya alınır.Dikkat edilmezse unutulur.

      KISA SÜRELİ HAFIZA (işler hafıza)
       
        Bilgilerin kısa süre bulundukları hafıza bölümüdür.Kısa süreli hafıza bilgiler yaklaşık 30 saniye kalır, sonra unutulur.Kapasitesi 5-9 birim arası olduğu kabul edilmektedir. Kısa süreli hafızadaki bilgilerin daha uzun süre kullanılabilmesi için ; ya otuz saniye geçmeden tekrar edilmesi, (her tekrar otuz saniye kazandırır) ya da kısa süreli hafızadaki bilgiler kodlanarak uzun süreli hafızadaki bilgiler kodlanarak uzun süreli hafızaya gönderilmesi gerekir.

       UZUN SÜRELİ HAFIZA
        
        Hafıza bilgilerin saklandığı hafıza bölümüdür.Günlük hayatta hafıza deyince genellikle bu uzun süreli hafızayı kastederiz.Kapasitesi sınırsızdır.Bildirimsel ve işlemsel bilgi olmak üzere iki tür bilgi bulunur.Bildirimsel bilgi olgu ve olayların hafızası,işlemsel bilgi ise,bir şeylerin nasıl yapıldığı ile ilgili bilgi ve becerilerin hafızasıdır.Bildirimsel bilginin iki tür hafızası vardır.Bunlar epizotik (anısal) ve semantik (anlamsal) hafızadır. Epizotik hafıza kişinin başından geçen olay ve yaşantıların kaydedildiği bölümdür. Semantik hafıza ise,kişinin genel kültür ve dünya ile ilgili bilgilerinin kaydedildiği bölümdür.
         Bilgi işlem kuramı bilgisayarın işleyişine benzetilmektedir. Duygusal kayıt klavye,kısa süreli hafıza ram,uzun süreli hafıza ise hard disk görevi üstlenmektedir.



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder